Türkiye-Rusya-İran Zirvesi’nin bölgeye yansımaları ne olur?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ve İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi, üçlü zirve kapsamında İran’ın başkenti Tahran’da bir araya geldi. Peki, Türkiye-Rusya-İran Zirvesi’nde hangi konular gündeme geldi? Üç ülke arasındaki zirvede neler yaşandı?
Türkiye, Rusya ve İran arasında 2017 yılında başlayan Astana ve Soçi süreci devam ediyor. Başta Suriye meselesi olmak üzere bölgedeki sorunları çözüme kavuşturmak isteyen üç ülke, son olarak İran’ın başkenti Tahran’da bir zirve gerçekleştirdi.
Ukrayna savaşının devam ettiği, tüm dünyanın tahıl krizine yoğunlaştığı ve Suriye’deki anlaşmazlıkların arttığı bir dönemde gerçekleştirilen zirveyi, tüm dünya kamuoyu yakından takip etti. Söz konusu zirvede, başta Suriye ve Ukrayna meseleleri olmak üzere birçok konu ele alındı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Türkiye-Rusya-İran Üçlü Zirvesi sonrası gerçekleştirilen ortak basın toplantısında önemli konulara değindi. Suriye’de yaşanan son gelişmeler hakkında konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye’de barış ve istikrar ortamının tesisi yönünde yürüttüğümüz çalışmaları gözden geçirdik. Ülkede çatışma ortamının sona ermesi ve kalıcı siyasi çözüme ulaşılması amacıyla birlikte atabileceğimiz ilave adımları değerlendirdik. Bu şekilde Astana platformunun Suriye krizinde çözümün önünü açabilecek en etkili girişim olduğunu bir kez daha göstermiş olduk. Astana garantörleri olarak, bu doğrultuda aynı kararlılıkla çalışma irademizi bir kez daha teyit ettik” ifadelerini kullandı.
Terörle mücadele konusunun öncelikli konular arasında yer aldığını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Türkiye olarak DAEŞ olsun, PKK, PYD, YPG olsun terör örgütleri arasında fark görmüyoruz. Biri ile mücadele için diğerinin taşeron olarak kullanılması gibi mülahazaları kabul etmiyoruz. Terör örgütleri ile mücadelemiz nerede ve kimler tarafından desteklendiğine bakılmaksızın her daim devam edecektir. Milli güvenliğimize kast eden şer odaklarını Suriye’den söküp atmakta kararlıyız” dedi.
“PKK, PYD, YPG terörü hepimizin ortak meselesidir” şeklinde konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Terör örgütünün Suriye’nin toprak bütünlüğünü hedef aldığını unutmamalıyız. Suriye ihtilafına ancak siyasi çözümle son verilebileceği yönündeki mutabakatımız bakidir. Bu anlayış temelinde siyasi süreçte gelinen noktayı ve önümüzdeki dönemde atılabilecek adımları etraflıca ele aldık” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan ayrıca, Suriyelilerin güvenli bir şekilde geri dönüşü, Esad yönetimi ile olan anlaşmazlıklar ve bölgeye yapılan yardımlar gibi konulara değindi.
CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN: “ABD, FIRAT’IN DOĞUSUNU TERK ETMELİ”
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İran’daki temaslarının ardından uçakta gazetecilerin sorularına yanıt verdi. Suriye’nin kuzeyinde yeni bir harekat düzenlenmesinin, Türkiye’nin milli güvenlik endişeleri giderilmediği sürece gündemde olmaya devam edeceğini söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “ABD, Fırat’ın doğusunu terk etmek durumunda” ifadelerini kullandı.
Türkiye-Suriye sınırından 30 kilometre uzakta bir alandan sürekli saldırılar gerçekleştirildiğine dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Bizim burada askerlerimiz şehit oldu, insanlarımız öldürüldü. Sadece Türk vatandaşı olarak değil, İdlib’de ve diğer bölgelerde sivil insanlar öldürüldü. ABD şu anda bir defa Fırat’ın doğusunu terk etmek durumunda. Astana sürecinden çıkan tespit bu. Diyorlar ki, Fırat’ın doğusundan ABD askerini çeksin. Şimdi buradan çıkacak bir netice Türkiye’nin de beklentisidir. Çünkü oradaki terör örgütlerini besleyen Amerika” ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “ABD terör örgütlerini beslediğine göre, biz de bu terör örgütleriyle mücadele ettiğimize göre, oradan çekildiği anda veya bu terör örgütlerini beslemediği takdir bizim işimiz kolaylaşacaktır” dedi.
Türkiye’nin sınırdan 30 kilometre güneye kadar, “terör örgütleriyle mücadelesinde Rusya ve İran’ın Türkiye’nin yanında olmasını istediğini” belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Öyle zannediyorum ki PKK/PYD/YPG konularında aynı düşüncede değiliz. Ama bundan sonra da yine bunu işlemeye devam etmemiz lazım” şeklinde devam etti.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Ukrayna tahılının Karadeniz üzerinden ihracı konusunda uzun süredir yoğun çalışma içerisinde olduğuna dikkat çekerken, geçen hafta İstanbul’da gerçekleştirilen toplantıda, Birleşmiş Milletler planı çerçevesinde sürecin ana hatları üzerinde bir mutabakat oluştuğunu belirtti ve şu ifadeleri kullandı:
“Artık bu hafta bu mutabakatı yazılı bir metne bağlamak istiyoruz. Önümüzdeki günlerde de planın uygulamaya başlamasını temenni ediyoruz. Süreç İstanbul’da kurulacak bir koordinasyon merkezinden yürütülecek. Burada ülkemizin yanı sıra Rusya, Ukrayna ve BM’den yetkililer de yer alacak. İlgili tüm tarafların güvenini haiz olan ülkemiz, kurumlararası bir yaklaşımla sürecin sağlıklı şekilde yürütülmesi çin gerekli eşgüdümü yapacak. Küresel gıda güvenliği bakımından kritik önem arz eden bu hassas süreci nihayete erdirmek için yoğun gayretlerimiz devam ediyor.”
ÜÇLÜ ZİRVENİN ARDINDAN BÖLGEYİ NELER BEKLİYOR?
Türkiye, Suriye’nin kuzeyinde PKK/PYD gibi terör örgütlerini bir güvenlik tehdidi olarak görüyor. Geçtiğimiz senelerde bölgeye düzenlediği operasyonlarla terör örgütlerine ağır bir darbe vuran Türkiye, bir süredir Suriye’nin kuzeyine yönelik yeni bir operasyon sinyali veriyor. Ankara hükümetinden gelen operasyon açıklamalarına olumsuz yaklaşan İran ve Rusya ise Türkiye’nin Esad yönetimi ile temas kurmasını istiyor.
Tahran ve Moskova, Suriye’nin kuzeyindeki tüm kontrolün Esad yönetimine geçmesini istiyor. Ankara hükümeti ise terör örgütlerine yönelik yapılan operasyonlarda, İran ve Rusya’dan destek bekliyor. Üç ülke arasında gerçekleştirilen zirve sonrası bölgedeki terör örgütlerine yönelik iş birliğinin artması bekleniyor.
Her ne kadar Rusya ve İran PKK/PYD’yi bir terör örgütü olarak görmese de; ABD destekli bu grupların Suriye’nin kuzeyinde faaliyet göstermesinden rahatsız durumda. Tahran ve Moskova’nın en büyük endişesi, Türkiye’nin bölgedeki nüfuzunu artırarak Esad yönetimi ile karşı karşıya gelmesi.
Türkiye, Rusya ve İran, ABD’nin Fırat’ın doğusundan çekilmesi gerektiği konusunda aynı görüşte. Üç ülkenin de; ilerleyen dönemde bu konuda daha çok birlikte hareket edeceği öngörülüyor. Özellikle İdlib başta olmak üzere bölgedeki kritik noktalarda, terör örgütlerine yönelik birlikte operasyon konusu gündeme gelebilir.
Söz konusu zirvenin ardından Türkiye’nin, Suriye’nin kuzeyine yönelik kısa süre içerisinde operasyon gerçekleştirmesi beklenmiyor. Ancak güvenlik endişelerinin daha da artması durumunda; Rusya’nın Ukrayna savaşına yoğunlaştığı ve İran’ın nükleer müzakerelere devam ettiği bir dönemde Türkiye’den Suriye’ye yönelik operasyon kararı gelebilir.