Türkiye’nin değişen dış politika stratejisinde Suriye faktörü

Türkiye, son dönemde ilişkilerinde sorun yaşadığı ülkelerle attığı normalleşme adımlarıyla dikkat çekiyor. Daha önce Mısır, İsrail, Suudi Arabistan ve BAE gibi ülkelerle normalleşen Ankara hükümetinin, Suriye ile de diplomatik temas kurmaya hazırlandığı öne sürülüyor. Peki, Türkiye-Suriye normalleşmesi mümkün mü? Ankara-Şam hattında neler yaşanıyor?

Türkiye, 2021 yılının başından itibaren dış politikada yeni bir strateji izlemeye başladı. Son 10 yılda; Mısır, Suudi Arabistan, İsrail, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) gibi ülkelerle ilişkilerinde sorun yaşayan Ankara hükümeti; diplomasi sürecine öncelik vererek normalleşme yoluna gitti.

İhvan, Libya ve Doğu Akdeniz meselelerinde anlaşmazlıklar yaşadığı Mısır ile yeniden diplomatik temas kuran Türkiye, Kahire hükümeti ile birkaç defa görüşme gerçekleştirdi. Türkiye’nin Mısır ile attığı diplomatik adımlar, Doğu Akdeniz’de ittifak arayışını sürdüren Yunanistan’ı endişelendirdi. Atina hükümeti, Türkiye’nin attığı adımların ardından Kahire ile Doğu Akdeniz’deki iş birliğini yoğunlaştırdı. Ancak Ankara ile Kahire arasındaki normalleşme süreci devam ediyor.

Türkiye, daha önce Libya, Mısır, Doğu Akdeniz ve Cemal Kaşıkçı meselelerinde sorun yaşadığı Suudi Arabistan ile de ikili ilişkilerini yeniden ele aldı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Riyad ziyaretine, Veliaht Prens Muhammed bin Salman’ın Ankara ziyareti ile karşılık vermesi; iki taraf arasında ilişkilerin tamamen normalleştiğini gözler önüne serdi. Ankara hükümeti özellikle ekonomi alanında Riyad ile çalışmalarını yoğunlaştırmak istiyor.

BAE, Türkiye’nin uzun zamandır ilişkilerinin kopuk olduğu ülkelerden biriydi. Ancak geçtiğimiz sene Abu Dabi hükümeti ile de yeniden diplomatik temaslar kurulmaya başlandı. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın şubat ayındaki Abu Dabi ziyaretinin ardından iki ülke arasında ekonomik ilişkiler yeniden canlandı. Daha önce iki ülke; Doğu Akdeniz, Libya, Mısır ve Katar konularında bazı anlaşmazlıklar yaşamıştı. Ancak önümüzdeki dönemde Ankara ve Abu Dabi’nin, yaşanan sorunların çözümü için diplomasi sürecine öncelik vermesi ve iki ülke arasındaki ticaret hacmini daha da yukarıya taşıması bekleniyor.

Ankara hükümetinin, ilişkilerinde yeniden normalleşme yoluna gittiği bir diğer ülke ise İsrail oldu. Tel Aviv hükümeti, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, iki ülke ilişkilerinin tamamen normalleştiğini duyurdu. İki ülke daha önce özellikle Filistin konusunda sürekli karşı karşıya gelmişti.

ANKARA-ŞAM HATTINDA NELER OLUYOR?

Suriye’de iç savaşın başladığı 2011 yılında Ankara ile Şam hükümetleri arasında diplomatik temaslar kopmuştu. Türkiye, 2011 yılından 2015’e dek Suriye’de Esad’ın gitmesi gerektiğini ve yeni bir yönetimin gelmesini savundu. Ancak zaman içerisinde Suriye’nin içinde değişen dengeler, Türkiye’nin önceliklerinin değişmesini de beraberinde getirdi.

Suriye’nin kuzeyinde PYD/PKK’nın kontrolü ele geçirmesi sonrası Ankara hükümeti, sık sık terör tehdidini dile getirdi. Bir taraftan Rusya’nın Suriye’ye aktif bir şekilde girmesiyle savaşın Esad lehine değişmesi, bir taraftan da terör örgütlerinin Türkiye sınırına yakın bir yerde konumlanması; Ankara hükümetinin Suriye politikasını değiştirmesine yol açtı.

Türkiye, Suriye’nin kuzeybatısında Esad’a muhalif gruplara askeri ve siyasi olarak destek verirken, Fırat’ın batısı ve doğusunda ise terör örgütlerine yönelik askeri operasyonlar gerçekleştirdi. Ankara hükümetinin bölgeye yönelik operasyonları sonrası terör örgütleri büyük bir yara aldı.

Ankara ile Şam hükümetlerinin anlaşamadığı konuların başında; Suriye’nin kuzeybatısında bulunan muhaliflerin bölgedeki varlığı geliyor. Türkiye, buradaki grupların ılımlı muhalif olduğunu ve Suriye’nin asli unsuru olduğunu savunuyor. Esad yönetimi ise buradaki tüm grupları ‘terörist’ olarak tanımlıyor ve hükümetine karşı çıkan herkesin tasfiye edilmesi gerektiğini söylüyor.

Türkiye daha önce Rusya ve İran ile birlikte yürüttüğü Astana ve Soçi süreçlerinde; Suriye’nin kuzeyindeki tansiyonun düşmesine büyük katkı sağladı. Astana ve Soçi süreçleri, Esad güçleri ile muhalif gruplar arasındaki çatışmaların dinmesinde önemli bir rol oynadı. 

Geçtiğimiz haftalarda Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı İbrahim Reisi ve Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, İran’ın başkenti Tahran’da bir araya geldi. Üç liderin ele aldığı öncelikli konu ise Suriye’de yaşanan son gelişmeler oldu. Söz konusu zirvenin ardından üç ülkeden de teröre karşı ortak mücadele sinyali geldi.

Daha sonrasında ise Cumhurbaşkanı Erdoğan, 5 Ağustos’ta Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile Soçi’de bir araya geldi. Söz konusu görüşmede, iki lider, Suriye’deki son durumu konuştu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Putin’in görüşmesinin ardından Türkiye ve Suriye arasında normalleşme sürecinin başlayacağı yönünde iddialar gündeme geldi.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’nun geçtiğimiz günlerdeki açıklamaları ise söz konusu iddiaların gerçekleşme olasılığını daha da kuvvetlendirdi. Çavuşoğlu, “Suriye’nin tek çıkar yolu siyasi uzlaşı. Teröristlerin temizlenmesi lazım. Kim olursa olsun, adı ne olursa olsun… Diğer taraftan muhalif Suriyelilerle rejim arasında bir barışın olması gerektiğini, Türkiye olarak böyle bir durumda buna destek olabileceğimizi de söyledik” ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Türkiye ile Suriye istihbaratları arasında görüşmeler olduğuna dikkat çekiyor. Ancak önümüzdeki dönemde, iki ülke arasında diplomatik bir temasın da kurulması bekleniyor.

Ankara hükümeti, Suriye’nin kuzeyindeki terör örgütlerine karşı bir yandan askeri operasyonlarını sürdürürken, bir yandan da diplomasi sürecine yoğunlaşmak istiyor. Ankara ve Şam arasında normalleşme sürecininin başlaması durumunda, bölgedeki terör örgütlerine yönelik askeri müdahaleler daha sıklıkla gündeme gelebilir. Ancak iki ülke arasında Suriye’nin kuzeybatısındaki ılımlı muhalif sorununun çözülmesi, kısa bir süre içerisinde zor görünüyor.