Türkiye'nin olası Suriye'ye operasyonu ABD, İran ve Rusya'yı endişelendirdi

Bir süredir Suriye’nin kuzeyine yönelik operasyon sinyali veren Türkiye, 30 kilometre derinliğinde “güvenli bölge” oluşturmayı amaçlıyor. Peki, Türkiye, Suriye’de hangi operasyonları gerçekleştirdi? ABD, Rusya ve İran Türkiye’nin olası operasyonuna nasıl tepki verdi?

Rusya-Ukrayna savaşının devam ettiği, ABD’nin Moskova ve Pekin ile mücadeleye yoğunlaştığı ve İsveç ile Finlandiya’nın NATO’ya üyeliği konusunun gündemdeki yerini koruduğu bir dönemde, Türkiye’den Suriye’ye yönelik operasyon sinyali geldi.

Geçtiğimiz haftalarda konu hakkında açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Güney sınırlarımız boyunca 30 kilometre derinlikte güvenli bölgeler oluşturmak için başlattığımız çalışmaların eksik kısmıyla ilgili adımlar atmaya başlıyoruz” ifadelerini kullandı.

Türkiye’ye yönelik tehditlere dikkat çeken Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ülkemize ve güvenli bölgelerimize yapılan saldırıların merkezi konumundaki alanlar harekât önceliğimizin başında yer almaktadır. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz, istihbaratımız, emniyet güçlerimiz hazırlıklarını tamamlar tamamlamaz bu operasyonlar başlayacaktır” şeklinde konuştu.

Suriye’nin kuzeyinde büyük bir alanı kontrol eden PYD/PKK’yı terör örgütü olarak gören Türkiye, uzun bir zamandır güvenlik endişelerini dile getiriyor. Bölgenin terör örgütlerinden arındırılması için daha önce operasyonlara imza atan Türkiye, uluslararası alanda da bu konuda destek bekliyor. Ankara hükümetine göre, Türkiye sınıra yakın bölgelerde konumlanan terör örgütleri, bölgenin güvenliği açısından da büyük ölçüde risk oluşturuyor.

Türkiye, Suriye’nin kuzeyindeki PYD/PKK ve IŞİD gibi terör örgütlerine geçtiğimiz yıllarda operasyonlar düzenlemişti. 2016 yılında Fırat Kalkanı Harekâtı’nı düzenleyen Türkiye, Fırat’ın batısında Cerablus, Çobanbey (El Rai) ve El Bab gibi şehirleri terör örgütlerinden temizlemiş ve bölgede güvenliği sağlamıştı.

2018 yılında Zeytin Dalı Harekâtı’na imza atan Ankara, Afrin’e girerek burayı terör örgütü PYD/PKK’dan temizlemişti. Bölgede kontrolü sağlayan Ankara hükümeti, Tel Rıfat konusunda ise Rusya ile anlaşmazlığa düşmüştü.

2019 yılında Fırat’ın doğusunda Barış Pınarı Harekâtı’nı gerçekleştiren Türkiye, Ras’ul Ayn ve Tel Ebyad bölgesinde kontrolü ele geçirmişti. Daha sonra Rusya ile Soçi’de sağlanan mutabakatta, PYD/PKK’nın sınırın 30 kilometre altına çekilmesi kararlaştırılmıştı. Ayrıca bölgede Rus-Türk ortak devriyesinin yapılması, Menbiç ve Tel Rıfat’tan terör örgütlerinin çekilmesi yönünde anlaşma sağlanmıştı. Ancak zaman içerisinde PYD/PKK’nın mutabakat maddelerine aykırı hareket ettiği görülmüştü.

Son AK Parti Grup Toplantısı’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Suriye’ye yönelik operasyon hakkında önemli açıklamalarda bulundu. “Güney sınırlarımız boyunca 30 kilometre derinliğinde güvenli bölge oluşturma çabamızın yeni safhasına geçiyoruz” ifadelerini kullanan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Tel Rıfat ve Münbiç’i teröristlerden temizliyoruz. Ardından da aşama aşama diğer bölgelerde aynısını yapacağız. Buna kimler destek verecek, kimler köstek olacak göreceğiz” şeklinde konuştu.

ABD: “SURİYE’DE OPERASYONA KARŞIYIZ”

ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg, Washingtonda’ki görüşmelerinin ardından düzenlenen ortak basın toplantısında, Türkiye’nin olası Suriye operasyonu hakkında değerlendirmelerde bulundu.

Türkiye’nin Suriye’nin kuzeyine yönelik olası askeri operasyonunun bölgeyi riske atacağını söyleyen Blinken, Ankara hükümetine 2019 yılında ABD ile varılan mutabakatta belirlenen ateşkes hatlarına riayet etme çağrısında bulundu.

ABD Dışişleri Bakanı, olası bir operasyonla ilgili olarak, “Bu, karşı olacağımız bir şeydir. Endişemiz, yeni herhangi bir askeri operasyonun bölgedeki istikrarı zayıflatması, kötü niyetli aktörlere istikrarsızlıktan yararlanma fırsatı yaratmasıdır” ifadelerini kullandı.

Blinken, PYD/PKK’nın adını vermeden, IŞİD’e karşı mücadelenin önemine değinerek, “Suriye içinde IŞİD’e karşı savaşı partnerler yoluyla etkili bir şekilde sürdürüyoruz ve IŞİD’i içine tıktığımız kutuda tutmak için gösterilen çabaları tehlikeye atacak hiçbir şey görmek istemiyoruz” dedi.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ise Brüksel’de İsveç, Finlandiya ve Türkiye’den üst düzey yetkililerin bir araya geleceği bir toplantı gerçekleşeceğini aktardı. “Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan, İsveç ve Finlandiya liderleriyle yakın temas halindeyim” ifadelerini kullanan Stoltenberg, söz konusu toplantıda, Türkiye’nin dile getirdiği endişelerin de görüşüleceğini ifade etti.

İRAN: "GERİLİM DAHA DA TIRMANABİLİR"

Konu hakkında açıklamalarda bulunan bir diğer ülke ise İran oldu. İran Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Said Hatibzade, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, “İran, aralarındaki anlaşmazlıkları çözmek için diğer ülkelerin topraklarında herhangi bir askeri harekâta ve güç kullanımına karşı çıkıyor” dedi.

Hatibzade, böyle bir harekâtın, Suriye’nin “toprak bütünlüğünün ve ulusal egemenliğinin ihlali olacağını” ileri sürdü. Sözcü ayrıca, olası bir operasyonun durumu “daha karmaşık hale getireceğini ve gerilimi artıracağını” söyledi.

RUSYA: “TÜRKİYE SURİYE’DE OLANLARA KAYITSIZ KALAMAZ”

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov, geçtiğimiz hafta yaptığı açıklamada, Suriye’de bulunan Rus güçlerine değindi. Lavrov, “Biz Suriye’de ülkenin resmi devlet başkanının ve meşru hükümetinin talebi üzerine bulunuyoruz. Biz orada BM’nin sözleşmelerine uygun olarak varız ve BMGK’nın 2254 sayılı kararını uyguluyoruz. Buna devam edeceğiz ve Suriye yönetiminin Suriye topraklarının tamamını geri alma çabalarına destek olacağız” ifadelerini kullandı.

ABD’nin Fırat Nehri’nin doğu yakasındaki faaliyetlerine değinen Lavrov, “Kimsenin oraya çağırmadığı ülkelerin ordularının birlikleri orada bulunuyor. ABD askerleri, hala Fırat Nehri’nin doğu yakasının büyük bölümünü işgal ediyor ve orada sözde devlet kurmaya çalışıyor. Bölünmeyi destekliyorlar ve bunun için bölgedeki Kürtlerin bir kısmının duygularını kullanıyorlar. Bu şekilde Iraklı ve Suriyeli Kürtleri birleştiren yapıda sorunlara yol açıyorlar” dedi.

Türkiye’nin bunlara kayıtsız kalamayacağını söyleyen Rusya Dışişleri Bakanı, “Bu sorunların Suriye’nin bağımsızlık ve toprak bütünlüğüne saygı çerçevesinde çözülmesini istiyoruz” şeklinde konuştu.