Süper güçlerin yeni mücadele alanı: Karadeniz!

Rusya-Ukrayna arasında geçtiğimiz aylarda yaşanan siyasi ve askeri kriz, Karadeniz’deki gerilimin tırmanmasına yol açmıştı. NATO ve süper güçlerin burada etkili olmaya çalıştığı biliniyor. Ancak Rusya Karadeniz’de NATO’yu istemiyor. Peki, Rusya ve İngiltere arasında neler yaşandı? Karadeniz süper güçler için neden önemli? Karadeniz’i ilerleyen dönemde neler bekliyor?

Rusya ile Ukrayna arasındaki siyasi kriz ve gerilim uzun yıllardır devam ediyor. Rusya’nın 2014 yılında Kırım’ı ilhakı ile başlayan gerginlik, Sivastopol’ü ilhakı ile daha da arttı. AB ve NATO, Rusya karşısında Ukrayna’ya destek verirken, Rusya’ya birtakım yaptırımlar uygulamaya başladı.

ABD ve NATO, dünyanın birçok noktasında olduğu gibi Karadeniz’de de etkili olmak istiyor. Doğu Akdeniz, Güney Çin Denizi, Hürmüz Boğazı, Kızıldeniz gibi uluslararası sularda etkili olan ve bölgeye gemilerini gönderebilen ABD, Karadeniz’de istediği gibi hareket edemiyor. 1936 yılında Karadeniz’e kıyıdaş olan ülkeler arasında imzalanan Montrö Boğazlar Sözleşmesi ABD’nin Karadeniz’deki faaliyetlerini sınırlandırıyor.

Bu sözleşme sayesinde, Karadeniz’e kıyısı bulunan ülkeler askeri ve ticari gemilerin bölgeye girmesini denetleyebiliyor. Kıyıdaş olmayan ülkelerin Karadeniz’e askeri gemi göndermesine sınırlı sayıda izin veriliyor.

Rusya’nın Doğu Avrupa’daki faaliyetlerinden rahatsız olan ABD ve NATO, Karadeniz üzerinden Ukrayna’ya askeri yardım göndererek Rusya’nın etki alanını sınırlandırmak istiyor. Bulgaristan ve Romanya gibi Karadeniz’e kıyıdaş olan ülkelerin NATO üyesi olması ile birlikte, Rusya’nın Karadeniz üzerindeki faaliyetleri ve hassasiyeti artmış bulunuyor.

Romanya, Bulgaristan, Ukrayna ve Gürcistan gibi ülkelerle yakın ilişkilere sahip olan ABD, özellikle son zamanlarda Doğu Avrupa üzerindeki baskıları artan Rusya’yı çevrelemek ve kuşatmak istiyor. ABD’nin bu stratejisi ise Karadeniz’i oldukça önemli bir hale getiriyor. Rusya ise ABD ve NATO’nun hiçbir şekilde Karadeniz’e girmesini ve kendisine karşı eylemlerde bulunmasını istemiyor. Bu nedenle Karadeniz, taraflar arasında uzun zamandır bir mücadele alanına dönüşmüş durumda.

Geçtiğimiz aylarda yaşanan Ukrayna-Rusya krizi, Karadeniz’de suların ısınmasına neden olmuştu. Ukrayna’nın doğusunda yer alan Donbass’ta, iki ülke arasında gerilim tırmanmış ve askeri hareketlilik yaşanmıştı. Donbass’ta Rus yanlılarının nüfus olarak daha fazla olduğunu savunan Rusya, bölgenin kendisine verilmesini istiyor. Ukrayna ise Rusya’yı işgalcilik ve iç işlerine müdahale etmekle suçluyor. Donbass’ta yaşan bu gerilim, süper güçlerin karşı karşıya gelmesine neden olmuştu.

Ukrayna’ya askeri yardım göndermek isteyen NATO kuvvetleri, bu yardımı Karadeniz üzerinden göndermeye çalışmıştı. NATO’ya ait savaş gemilerinin Karadeniz’e girmesi ve Ukrayna’ya yardım getirmesi ise Rusya’yı oldukça kızdırmıştı. Rusya bu duruma şiddetli tepki gösterirken, Ukrayna üzerindeki siyasi ve askeri baskısını artırmıştı.

Suriye’nin Tartus ve Lazkiye gibi şehirleri üzerinden Doğu Akdeniz’e inen ve buralarda askeri üs inşa eden, Orta ve Kuzey Afrika ülkeleri üzerinde ekonomik faaliyetlerini artıran, Kafkaslar’da yeniden etkili olmaya başlayan, İran ve Çin gibi ülkelerle ilişkilerini geliştiren Rusya; Doğu Avrupa’da ise özellikle Ukrayna’daki Rus yanlılarının fazla olduğu bölgelerde ve Belarus’ta birtakım faaliyetlerde bulunuyor. ABD ve NATO ülkeleri ise Avrupa’nın güvenliği için en büyük tehlikeyi Rusya’nın yayılmacılığı olarak görüyor.

KARADENİZ’DE RUSYA-İNGİLTERE GERGİNLİĞİ

Uzun zamandır gerilimin düşmediği Karadeniz’de, Rusya ile İngiltere arasında yeni bir kriz yaşandı. İngiliz Kraliyet Donanmasına ait HMS Defender gemisi, geçtiğimiz günlerde Rusya’nın deniz sınırını ihlal etti. Kırım açıklarında Rusya karasularının 3 kilometre içine giren Defender gemisi, Rusya’nın uyarı ateşi ile karşılaştı.

Rusya Savunma Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada, sınır muhafaza boyutunun uyarı ateşi açtığı ve Su-24M uçağının da uyarı amacıyla İngiliz gemisinin yoluna bombalar attığını duyurdu.

Defender gemisinin uluslararası hukuka uygun bir şekilde Ukrayna karasularından zararsız geçiş yaptığını savunan İngiltere, uyarı ateşi açıldığı haberlerini yalanladı. Daha sonrasında Rusya Federal Güvenlik Servisi (FSB), İngiliz savaş gemisi Defender'ın yasadışı bir şekilde kendi karasularına girdiğini savunduğu anın görüntülerini paylaştı.

Konu hakkında açıklamalarda bulunan İngiltere Başbakanı Boris Johnson, herhangi bir sınır ihlali durumunun söz konusu olmadığını dile getirdi. Johnson, “Uluslararası suları kullanmanın tamamen uygun olduğunu düşünüyorum. Önemli olan nokta, Rusya’nın Kırım’ı ilhakını tanımamamız” ifadelerini kullandı.

Jonhson, olayın Ukrayna sularında yaşandığını dile getirirken, “Burayı A noktasından B noktasına gitmek için kullanmak tamamen doğruydu” şeklinde konuştu. Ayrıca Johnson, Rusya ile ilişkilerin tarihin en kötü dönemlerini yaşadığı görüşlerine katılmadığını belirtti.

GERGİNLİKLER DEVAM EDEBİLİR

Avrupa Birliği’nin Kırım ve Sivastopol ilhakları nedeniyle Rusya’ya uyguladığı yaptırım devam ediyor. ABD ve NATO’nun da Karadeniz üzerindeki faaliyetleri sürüyor. Ukrayna’nın NATO üyeliği konusu ise sürekli gündemde tutuluyor. Böyle bir dönemde, Karadeniz’de yaşanan Rusya-İngiltere gerginliği, bölgede yeni gerilimlerin yaşanmasına yol açabilir.

Romanya ve Bulgaristan’ın NATO’ya üye olmasını engelleyemeyen Rusya, Ukrayna ve Gürcistan’ın NATO üyeliğine şiddetle karşı çıkıyor. Karadeniz’in bir NATO gölü haline gelmesinden büyük endişe duyan Rusya, bölgeye gelen askeri gemiler karşısında sert bir tutum sergiliyor. Rusya’nın bu tutumu göstermesinde, özellikle ABD’nin Karadeniz üzerindeki yeni stratejileri ve planları büyük bir rol oynuyor.

Donbass olayları ile birlikte gerilimin tırmandığı Karadeniz’de, Rusya-İngiltere gerginliği yeni krizlerin ortaya çıkmasına neden olabilir. Ukrayna’nın kısa vadede NATO üyesi olması beklenmezken, NATO tarafından savaş gemilerinin Ukrayna’ya yardım etmek için Karadeniz’e gönderilmesi Rusya tarafından daha farklı karşılık bulabilir. Geçtiğimiz günlerde Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Ukrayna’nın NATO’ya üye olması halinde füzelerin 15 dakika içerisinde Moskova’yı bulabileceğini dile getirmişti. Kremlin Sözcüsü Peskov ise Ukrayna’nın NATO üyeliğinin kırmızı çizgileri olduğunu söylemişti.

Ukrayna’nın NATO üyeliğini kırmızı çizgi ve en büyük güvenlik tehdidi olarak gören Rusya, önümüzdeki dönemde Karadeniz’deki askeri faaliyetlerine ağırlık verebilir. Bölgede yalnızca Belarus ile iyi ilişkilere sahip olan Rusya, NATO’nun kendisini Karadeniz üzerinden çevrelemesini istemiyor. NATO ise Karadeniz üzerinden Rusya’yı sıkıştırmayı ve Ukrayna üzerindeki etkisini ilerleyen dönemlerde artırmayı amaçlıyor.