Ukrayna savaşında 100. gün: Putin'in asıl hedefi Batı'yı yıpratmak mı?

Ukrayna’daki savaşın 100. günü geride kalırken, Putin’in bölgedeki planına ilişkin tartışmalar sürüyor. Rusya'nın Ukrayna'daki kayıpları askeri başarısızlık olarak nitelendirilirken, bazı uzmanlar ise Putin'in kasıtlı olarak Batı'yı yıpratmaya çalıştığını iddia ediyor.

Rusya’nın 24 Şubat’ta başlattığı Ukrayna işgali 100. gününe girdi. Savaşın gidişatına yönelik farklı yorumlar yapılırken, Ukrayna Devlet Başkanı Volodimir Zelenski, Rus kuvvetlerinin ülke topraklarının yüzde 20’sini ele geçirdiğini açıkladı.

Lüksemburg’daki milletvekillerine hitap eden Zelenski, cephe hattının bin kilometreden fazla olduğunu belirtirken, “Savaşa hazır olan tüm Rus askeri oluşumları bu saldırılarda yer alıyor” dedi.

Rus güçleri, Doğu Donbas bölgesindeki Severodonetsk şehrine saldırıları yoğunlaştırdı. İngiltere savunma yetkilileri, Rusya’nın şehrin çoğunu ele geçirdiğini ve ağır topçular sayesinde bölgede kontrolü sağladığını bildirdi. Ukrayna’nın en doğusunda yer alan bölgenin valisi Serhiy Haidai ise Rusya’nın şehirdeki savunmayı her yönden kırmaya çalıştığını aktardı.

Daha güneyde bulunan Mariupol’deki yetkililer, Rus güçlerinin yeni şehir yönetimiyle iş birliği yapmayı reddeden memurları infaz ettiğini öne sürdü. Ayrıca şehirdeki Olenivka hapishanesinde düzinelerce Ukraynalının tutulduğu ve yerel halkın işgal güçleri tarafından işkence gördüğüne dair raporların bulunduğu iddia edildi.

RUS ASKERLERİ SAVAŞMAYI REDDEDİYOR

Rus insan hakları avukatları ve aktivistlerine göre, bazı Rus birlikleri işgalin başında yaşadığı deneyimler nedeniyle Ukrayna’da savaşmak istemiyor. Takma isimle BBC’ye demeç veren askerlerden biri, “Öldürmek ve öldürülmek için Ukrayna’ya geri dönmek istemiyorum. Rus ordusunu dünyanın en iyi ordusu sanıyordum. Ancak gece görüş cihazı gibi temel ekipmanlar bile olmadan savaşmamız bekleniyordu” ifadeleriyle savaş yerindeki durumu anlattı.

Zorunlu askerliğin ardından sözleşmeli olarak askerlik yapmaya devam eden genç yaştaki Ruslar, savaşı deneyimlemelerinin ardından tekrar cepheye dönmeye sıcak bakmıyor. Sürekli ateş altında olduklarını belirten bir asker, 50 kişilik birliğinde 10 kişinin öldüğünü, 10 kişinin ise yaralandığını aktardı. Birlikteki neredeyse tüm askerlerin 25 yaşın altında olduğunu söyleyen Rus asker, “Nasıl ateş edileceğini bilmiyorlardı” şeklinde konuştu.

Rus askerler, strateji eksikliği olduğunu ve yetersiz donanıma sahip olduklarını yineledi. Komutanlarının kilit şehirleri çok hızlı bir şekilde ele geçirmeyi planladığını ve Ukraynalıların ise hemen teslim olacağını düşündüklerini belirtti.

Yüzlerce Rus askerinin benzer nedenlerden dolayı cepheye geri dönmek istemediği öne sürüldü. İnsan hakları avukatı Alexei Tabalov, ordu komutanlarının sözleşmeli askerleri kendi birimlerinde kalmaları için korkutmaya çalıştığını, ancak Rus askeri hukukunda askerlerin istemedikleri takdirde savaşmayı reddetmelerine izin veren hükümler içerdiğini kaydetti. Ayrıca cepheye dönmeyi reddedenlere yönelik herhangi bir kovuşturma kararının olmadığını söyledi.

YIPRATMA SAVAŞI MI YOKSA NÜKLEER SAVAŞ MI?

Savaşın 100. Günü geride bırakılırken, analistler de çatışmaların seyrine ilişkin olası senaryoları ele alıyor. BBC muhabiri James Landale, birinci senaryo olarak Ukrayna’daki savaşın aylarca ve hatta yıllarca sürebileceğine dikkat çekiyor. Her iki tarafında kararlı olduğunu belirten Landale, savaşı kısa vadede bitirebilecek stratejik bir hamlenin yapılmadığını belirtiyor.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg de bu senaryoyu destekler nitelikte açıklamalar yaptı. ABD Başkanı Joe Biden ile yaptığı görüşmenin ardından perşembe günü açıklama yapan Stoltenberg, Rusya ile doğrudan karşı karşıya gelmek istemediklerini yineledi. Ukrayna’nın ve müttefiklerinin zorlu bir “yıpratma savaşına” hazırlanmaları gerektiğini belirten Stoltenberg, “Uzun ve zorlu bir sürece hazırlıklı olmalıyız” dedi.

Benzer bir açıklamada da Ukrayna Savunma Bakanı’ndan geldi. Bakan Reznikov, “Kremlin, savaşı uzatmaya çalışıyor. Rus orduları ilerlemek yerine başta Kherson olmak üzere güneyde işgal altındaki bölgelerde katmanlı savunmalar inşa ediyor” ifadelerini kullandı.

Bir diğer senaryo olarak Putin’in tek taraflı bir ateşkes ile kontrol altına aldığı bölgelerde “zafer” ilan edebileceği öngörülüyor. Hâlihazırda enerji ve tedarik krizi nedeniyle ekonomik darboğaz yaşayan Avrupa’da da savaşı uzatmak istemeyen ve bir an önce ateşkes yapılması gerektiğini savunan görüşler mevcut.

Diğer yandan, Rusya devlet televizyonunda, Moskova’nın nihai hedefinin Batı’yı parçalamak olduğu dile getiriliyor. Uzmanlar ve hükümet yetkilileri, Ukrayna’daki işgali meşrulaştırmak ve Batı’ya karşı mücadele verildiğini yansıtmak için farklı söylemler geliştiriyor. Ukrayna'dan "eskiden Ukrayna olarak bilinen bölge" şeklinde bahseden uzmanlar, Rusya'nın “Nazilerden arındırma” sürecini tamamlaması için kaç milyon Ukraynalının ölmesi gerekebileceğini tartışıyor.

Devlet televizyonundaki “60 Dakika” adlı programın sunucusu Olga Skabeeva, ABD’nin Ukrayna’ya gönderdiği silahlara dikkat çekerek, “Bizi bazı küresel sonuçlara varmaya zorluyorlar. Belki de Rusya’nın Ukrayna’daki özel operasyonunun sona erdiğini ve Üçüncü Dünya Savaşı’nın başladığını kabul etmenin zamanı gelmiştir. Sadece Ukrayna’nın değil tüm NATO’nun silahsızlandırılmasını istemek zorunda kalıyoruz” yorumunda bulundu.

Programdaki bir diğer isim olan Dışişleri Bakanlığı Diplomasi Akademisi’nden Vladimir Avatkov, “özel askeri operasyona müdahale etmeye çalışan herkesin ağır bir bedel ödeyeceğini” vurguladı. Avatkov’un bu sözlerine karşılık veren Skabeeva ise, “Görünen o ki harekete geçmemiz gerekiyor. Ancak henüz nükleer saldırı yapmadan nasıl hareket edebileceğimizi çözebilmiş değiliz” dedi.

PUTİN ZAMANI KULLANIYOR

Rus hükümetinden yetkililer, Batı’nın yanı sıra Polonya gibi Batı ile müttefik olan ülkeleri de hedef alıyor. Güvenlik Konseyi Sekreteri Nikolai Patrushev, Polonya'nın Batı Ukrayna'daki toprakları ele geçirmek için harekete geçtiğini ve çok sayıda ülkenin “Ukrayna'yı parçalamak için aktif olarak çalıştığını” ileri sürdü.

Rusya Duması Savunma Komitesi Başkan Yardımcısı Vladimir Shamanov da Rusya'nın “bölgesel genişleme yoluyla inşa edildiğini” ve Polonya'yı Rusya'nın başlıca düşmanlarından biri olarak adlandırdığını söyledi.

ABD’yi hedef alan Devlet Duma Savunma Komitesi Başkanı Andrey Kartapolov ise geçmişten bu yana Batı’dan Rusya’ya karşı birçok saldırının olduğunu ve Batı’ya karşı durmanın Rusya için varoluşsal bir savaş olduğunu söyledi. Kartapolov, “Bugün Avrupa, Amerika Birleşik Devletleri'nin fiili bir kolonisidir. 90'larda biz de aynı türden bir koloniydik ama başkanımız ve aldığı kararlar sayesinde kurtulmayı başardık. Her şeyi güzel bir pakete koyup bize demokrasi, özgürlük kisvesi altında sattılar. Ana hedefleri, doğal kaynaklarımızı gasp etmek, Rusya'yı birbiriyle savaşan ülkelere bölmekti” dedi.

Rus televizyonlarına konuşan Moskova hükümet yetkilileri ve uluslararası kamuoyuna sık sık demeç veren başta Zelenski olmak üzere Ukraynalı yetkililer aynı zamanda bir bilgi savaşı içinde. Zelenski, uluslararası kamuoyunun bölgeye olan ilgisini ve tepkisini canlı tutmak için fırsat bulduğu her alanda konuşma yapıyor. Aksi takdirde, Suriye veya Afganistan gibi yıllarca süren ve kamuoyu tarafından “normalleşmiş” bir savaş halini alabilir.

Putin ise yaptırımlara ve asker kayıplarına rağmen zaman anlamında daha rahat davranıyor. Güvenlik Konseyi Başkanı Nikolai Patrushev, Putin’in Ukrayna’da çok daha açık uçlu bir zaman çizelgesine sahip olduğunu dile getirdi. Bu da Stoltenberg ve diğer uzmanların da savunduğu “yıpratma savaşı” tezini doğrulayan bir açıklama. Savaşın sonucu, teknolojik veya askeri üstünlükten ziyade kimin daha uzun süre dayanacağına bağlı olabilir.